Günümüzde nereye baksanız yapay zeka (YZ) var. Akıllı telefon üreticileri, hatta en sıra dışı teknolojik cihazların geliştiricileri bile, bu kavrama tutkuyla bağlanmış durumda. Ancak, YZ’nin her yerde karşımıza çıkması, bazen ne anlama geldiğini sorgulamamıza neden oluyor. Peki, “YZ’li bir akıllı telefon” gerçekten ne demek?
“Yapay zekalı akıllı telefon” ile neyi kastediyoruz?
Bu soruyu özellikle 2024’te piyasaya çıkan ve en yeni Google Pixel 9’un fiyat etiketiyle birlikte düşünürsek, cevaplanması gereken önemli bir soru var. 899 €’luk fiyatıyla Pixel 9, YZ ile donatılmış bir cihaz olarak öne çıkıyor. Ancak, YZ’yi destekleyen büyük dil modellerinin (LLM’ler) çoğunluğunun bulut tabanlı çalıştığı bir dönemde, bu fonksiyona adanmış bir akıllı telefonun gerçekten ne kadar gerekli olduğu tartışmalı bir konu.
Bugün, herhangi bir Android telefonunda ChatGPT’yi çalıştırabiliyorken ya da eski bir iPhone Xr bile Google uygulamasıyla Gemini’den faydalanabiliyorken, YZ donanımlı bir telefonun ekstra değeri gerçekten tartışmaya açık.
Günümüzün YZ’li akıllı telefonları, hız ve gizlilik açısından büyük vaatlerde bulunuyor. Samsung Galaxy S24 gibi modeller, YZ’nin teknik gereksinimlerini karşılayacak şekilde özel bir çipe sahip. Bu cihazlar, güçlü Nöral İşlem Birimi (NPU) sayesinde belirli YZ fonksiyonlarını yerel olarak işleyebiliyor. Bu, daha hızlı ve daha gizli işlem anlamına geliyor. Yani, veri işleme için uzak bir sunucuya ihtiyaç duymadan sonuçları hemen alabiliyorsunuz. Ancak, pratikte bu işlevlerden tam anlamıyla yararlanan çok az örnek var.
Pratik anlamda, yapay zekalı bir akıllı telefonun amacı nedir?
Örneğin, yeni Google Pixel 9’a bakalım. Google, Tensor G4 çipi sayesinde üstün YZ performansı sunuyor. Ancak şu an için bu özellikler sınırlı sayıda mevcut ve daha çok gösterişten ibaret gibi görünüyor. Örneğin, Tensor G4, fotoğraf düzenleme konusunda oldukça iddialı. Arka plan gibi bir öğeyi seçip, onu bir komutla yeniden şekillendirmenizi sağlıyor. Eğlenceli bir özellik olsa da, birkaç ay sonra ne kadar kullanılır olacağı belirsiz.
Benzer şekilde, en yeni Samsung modelleri de YZ’yi fotoğraf rötuşları ve görüntü düzenlemeleri için kullanıyor. Hatta yabancı bir dili gerçek zamanlı olarak çevirebiliyor. Ancak, bu özelliklerin gerçekten günlük hayatta ne kadar kullanılacağını düşünmek gerekiyor. Üstelik, Galaxy AI’nin eski nesil Galaxy S23 ve yakında çıkacak A serisi modellere de geleceğini duyduğumuzda, “YZ için özel olarak tasarlanmış” bir çipe sahip olmayan telefonların da benzer işler yapabileceğini görüyoruz.
Yapay zekanın bize söylemediği her şey
YZ bugün her yerde, ancak bazen hiçbir şey ifade etmeyebiliyor. Üreticilerin bu terimi bu kadar sık kullanmasının nedeni, tüketiciler için hala yeni ve heyecan verici bir şey ifade etmesi. Ancak, bu terimin ne anlama geldiği konusunda birçok belirsizlik var. Aslında, YZ kavramı uzun zamandır farklı fonksiyonlarda kullanılıyor. Örneğin, fotoğrafçılıkta, görüntü kalitesini artırmak ya da portre modunda daha yumuşak bir efekt elde etmek için çeşitli algoritmalar kullanılıyor.
Android dünyasında Qualcomm, 2017’den bu yana Snapdragon 845 çipiyle birlikte YZ yeteneklerinden bahsediyor. Bir yıl sonra Snapdragon 855, cihaz üzerinde “üstün YZ yetenekleri” vaat ediyordu. Kısacası, YZ her zaman hayatımızdaydı ve gelecekte de var olmaya devam edecek gibi görünüyor.