Duyurulduğu ilk günden bu yana dikkatleri üzerine çeken InZOI, yaşam simülasyonu türüne yepyeni bir soluk getirmeyi hedefliyor. İlk izlenimlerde The Sims 4 ile benzerlikler kurulsa da, oyunun yönetmeni Hyungjun Kim, bu yeni projenin doğrudan bir “rakip” olmadığının altını çiziyor. Kim’e göre InZOI, türü bambaşka bir pencereden ele alan özgün bir alternatif.
“The Sims’in mirasını yeniden yaratmak imkansız”
Hyungjun Kim, yakın zamanda verdiği bir röportajda, The Sims serisinin yarattığı büyük mirasa saygı duruşunda bulundu. “Böyle köklü bir serinin derinliğini kısa sürede yakalamak mümkün değil” diyen Kim, yaşam simülasyonlarının doğası gereği karmaşık olduğunu vurguladı. Ancak InZOI’nin amacının bu karmaşıklığı taklit etmek değil, oyunculara sınırsız bir yaratım alanı sunmak olduğunu belirtti.
Görsel şölen ve yapay zeka destekli özgürlük
InZOI’yi rakiplerinden ayıran en çarpıcı özellik, Unreal Engine 5 ile hayata geçen gerçekçi grafikleri ve yapay zeka entegrasyonu. Oyuncular, bu teknoloji sayesinde karakterlerinin hikayelerini kendi kurallarıyla şekillendirebilecek. Kim, “Amacımız, herkesin hayalindeki yaşamı sınırlama olmadan inşa etmesine olanak tanımak” diyerek oyunun felsefesini özetliyor.
Ölüm bile son değil: “Zoi”ler geliyor!
Oyunun en ilgi çeken detaylarından biri ise karakterlerin ölüm mekaniği. InZOI’de ölen karakterler, “Zoi” adı verilen hayaletimsi varlıklara dönüşüyor. Bu Zoi’ler, dünyada karma dengeleme göreviyle dolaşmaya devam ediyor. Bu yaratıcı konsept, oyuna hem duygusal hem de stratejik bir derinlik katıyor.
Erken erişim kapıda: Yeni bir tür müjdesi mi?
InZOI, resmi olarak kendini bir “rakip” olarak konumlandırmasa da, yaşam simülasyonu tutkunlarını heyecanlandırdığı kesin. Gerçekçi atmosferi, güçlü yaratım araçları ve özgürlük vurgusuyla türün sevenlerine yeni bir soluk vaat ediyor. Mart ayında başlayacak erken erişim sürümü ise, bu iddianın test edileceği ilk adım olacak. Acaba InZOI, The Sims gibi devlerin yanında hak ettiği yeri bulabilecek mi? Cevabı, oyuncuların yaratıcılığı belirleyecek…