CD Projekt’in yeni umudu The Witcher 4 henüz yolun başında olsa da, eski ekip üyelerinin kurduğu Rebel Wolves stüdyosu, sürpriz bir hamleyle sahneye çıktı. The Witcher 3’ün unutulmaz görev tasarımlarının arkasındaki isim Mateusz Tomaszkiewicz, bu kez The Blood of the Dawnwalker ile geri dönüyor ve kalite odaklı bir RPG vaat ediyor.
Eski CD Projekt ekibinden büyük iddia
Tomaszkiewicz, The Witcher 3’teki “lead quest designer” rolünün ardından, bağımsız stüdyo Rebel Wolves’ta yaratıcı yönetmen koltuğunda. Yeni projesi The Blood of the Dawnwalker için, “CD Projekt’teki günlerimizden tanıdık bir atmosfer yaratıyoruz” diyen Tomaszkiewicz, oyunun süresinin 30-40 saat arasında olacağını açıkladı. Ancak bu kısalık, hedeflerinin mütevazı olduğu anlamına gelmiyor: “Kalite konusunda AAA oyunlarla yarışacağız. Hedefimiz, The Witcher 3’ün bıraktığı etkiyi yakalamak” ifadelerini kullanıyor.
“Büyüklük değil, içerik önemli”
Rebel Wolves’un küçük bir ekip olmasına rağmen iddialı bir vizyonu var. Tomaszkiewicz, dev stüdyoların bütçe ve zaman kısıtlamalarından uzak, daha özgün bir deneyim sunmayı planladıklarını belirtiyor: “Oyunlarımız devasa olmayabilir, ancak her detayı özenle işlenmiş, unutulmaz bir dünya yaratmak istiyoruz. Kaliteyi asla ikinci plana atmıyoruz.” Bu sözler, özellikle “içerik krizinden” yakınan oyuncuların ilgisini çekebilir.
Kalite mi, süre mi?
The Blood of the Dawnwalker’ın kısa süresine rağmen, Tomaszkiewicz’in ekibinin tecrübesi ve CD Projekt’ten edindiği birikim, oyuna dair merakı artırıyor. Öte yandan, The Witcher 4’ün dev bütçesi ve geniş açık dünyasıyla nasıl bir rekabet sergileyeceği de merak konusu. Görünen o ki, RPG severler, hem “kalite” hem de “ölçek” kavramlarını yeniden tartışmaya başlayacak.
Son söz:
İki tarafın da kendi alanında iddialı olduğu bu yarış, oyun endüstrisi için heyecan verici bir dönemin habercisi. Tomaszkiewicz’in samimi itirafı ise her şeyi özetler nitelikte: “Amacımız, oyuncuların yüreklerine dokunmak. Bunun için dev bir stüdyo olmak zorunda değilsiniz.“